Yazıda değinilen başlıklar:
1. Azize Fabiola
2. Fatih Sultan'ın vasiyeti
3. Florence Nightingale
"F" harfinin iyileştirici bir gücü var mıdır yok mudur espirisi bir yana yazının içeriğinde de göreceğiniz gibi Fabiola'nın da Fatih'in de Florence'ın da kesinlikle iyileştirici bir etkisi var.
Azize Fabiola
Fabiola milattan sonra dördüncü yüzyılda Roma’da eğitimli ve varlıklı bir ailenin kızı olarak dünyaya gelmiştir. Genç yaşta evlenmiş ancak kocasının kendisine yönelik şiddetli davranışları nedeniyle dönemin katı Kilise ahlakına aykırı olmasına rağmen kocasından boşanma kararı alarak bir skandala imza atmıştır. Fabiola ikinci evliliğini yapmış ne var ki kocasının erken ölümü sonucunda dul kalmıştır. Kocasının ölümünden kısa bir süre sonra açık bir biçimde tövbe etmiş ve samimiyetinin bir göstergesi olarak Batı’nın ilk hastanesini kurmuştur. Roma halkı olan biteni şaşkınlıkla izlerken Papa Fabiola’yı affetmiş böylece yeniden Kilise’ye dönmesini sağlamıştır. Bu tarihten itibaren Fabiola, dünyevi hayattan elini ayağını çekerek kendini hayırseverliğe vermiş ve elindeki devasa servetini bakıma ihtiyacı olan, güçten düşmüş kişilerin, yoksulların ve özellikle de tedavisi olmayan hastalıklardan muzdarip, toplum tarafından dışlanan hastaların yardımına adamıştır. Rivayetlere göre Fabiola sokak sokak dolaşır kimselerin dokunmaya cesaret edemediği kimsesizleri, hastaları, ölüm döşeğindeki baitap kişileri omuzlayıp malikanesine getirip bakım ve tedavilerini üstlenirmiş. Fabiola 400 yılında bir zamanlar sayılı zenginlerinden olduğu Roma’da elinde tek kuruş kalmamış olarak yaşamını tamamlamıştır.
Ölümünden sonra iyilikseverliği ve yardımlarıyla anılmış, şiddet mağduru kadınların ve hemşirelerin azizesi olarak kabul edilmiştir. Günümüzde hala 27 Aralık tarihi Azize Fabiola günü olarak anılmaktadır.
Aziz Jerom Fabiola’nın yaşam öyküsünden etkilenmiş ve biyografisini yazmıştır. Jean-Jacques Henner 1885 yılında Fabiola’nın bir portresini yapmış ancak tablo 1906 San Francisco depreminde kaybolmuştur. Hala nerede olduğu bilinmeyen bu tablonun sayısız röprodüksiyonu yapılmıştır. Yukarıdaki tablo da orijinal değil ama bu röprodüksiyonlardan biridir.
Fatih Sultan Mehmet’in vasiyeti
Osmanlı Devleti’nde sağlık ve bakım hizmetleri anlamında Selçuklu geleneği korunarak sürdürülmüş ve bakım hizmeti veren vakıfların faaliyetlerine devam etmesi sağlanmıştır. Hayırseverlik ilkesi ve bağış sistemiyle işleyen bu vakıfların bütçeleri arttırılmıştır. Osmanlı döneminde bu bakım vakıflarının yanısıra cüzzam hastalarının tedavi edildiği cüzzamhaneler, külliyeler bakım ve tedavi hizmetleri vermişlerdir. Osmanlı Devleti kuruluşundan çöküşüne kadar sağlık hizmetlerini kadın, erkek, yoksul, fakir demeden halka ulaştırmıştır. Ancak zaman zaman dönemsel gelişmelere bağlı olarak sunulan bu sosyal hizmetlerde biçimsel ve uygulamayla alakalı bazı değişiklikler gerçekleşmiştir.
Devlet adamlığındaki becerisinin, kültüre, tarihe, yabancı dillere olan ilgisinin yanısıra Fatih Sultan Mehmet’in toplum sağlığı konusuna da özel bir ilgi gösterdiğini ardında bıraktığı vasiyetinden anlayabilmekteyiz. Fatih Sultan vasiyetinde alın teriyle kazandığı parayla satın aldığı dükkanların 136’sını, bu gayrimenkullerden elde edilecek gelirle İstanbul’un her sokağına ikişer kişi atanması, bu kişilerin sokaktaki hastalık yayma riski olan unsurların üstünü kireç tozu ve kömürle kapatmak üzere gün aşırı çalıştırılması; ayın belirli günlerinde İstanbul’daki istisnasız her kapıyı çalarak içerideki hastalarla ve bakıma muhtaç kişilerle ilgilenmek üzere 10 cerrah, 10 doktor ve 3 yara sarıcı çalıştırılması şartıyla vakfetmiştir.
Yukarıdaki Gentile Bellini imzalı Fatih tablosu Fabiola’nın tablosunun aksine kaybolmamış, Ağustos 2020 tarihinde Londra’daki Christie's Müzayede Evi açık arttırmasından satın alınarak İstanbul’a getirilmiştir.
Florence Nightingale
12 mayıs 1829 senesinde İtalya Floransa’da varlıklı bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen Florence henüz 16 yaşındayken yaşamını bakıcılığa, hemşireliğe adayacağını anlamıştı. Bu onun için bir yazgı gibiydi. Daha ergenlik döneminin ilk yıllarında babasının arazisinin civarındaki köylerdeki hastalara bakmaya başlamıştı. Ailesine hemşirelik yapmak istediğini söylediğinde bu isteği olumlu karşılanmamıştı. Onun sınıfından genç bir kadının çalışması değil kendi çevresine yakışır bir kocayla evlenmesi gerekiyordu. Ancak Florence ailesinin tüm baskılarına rağmen evlenmeyip yazgısının peşinden gitti. 1844 senesinde Almanya Kaiserwerth’deki Pastor Filedner Hastanesi’ne hemşirelik öğrencisi olarak girdi. Kırım savaşı süresince İstanbul Selimiye’deki askeri hastanede çalıştı. Özverili kişiliği, merhameti, çalışkanlığı ama özellikle de Selimiye’deki başarısı sayesinde İngiltere’de kahraman ilan edildi. Kraliçe Victoria’nın da desteğiyle ordu yararına çalışacak Kraliyet Komisyonu’nun kuruluşunda çalıştı. Dairesel grafik de denen gül diyagramını kullanarak sıhhi veri analizleri gerçekleştirdi ve ölüm nedenlerinin çoğunun savaş değil ama önlenebilir hastalıklardan kaynaklandığını gözlemledi. 1860 yılında St. Thomas Hastanesi’ni ve hastane bünyesinde de Nightingale Hemşire Eğitim Okulu’nu açtı.
1910 yazında hayata veda eden Florence vasiyetine ve karakterine uygun olarak mütevazı bir törenle uğurlandı.